Demlediğiniz çayı içebilmek için sabretmeniz gerekir, meyve sebze yetiştirirken onları yiyebilmek için sabretmeniz gerekir, restorana yemek yemek için gittiğinizde verdiğiniz siparişin gelmesi için sabretmeniz gerekir, tuttuğunuz takımın şampiyonluğunu kutlamak için sabretmeniz gerekir,saatlerce çalıştığınız sınavdan aldığınız notu öğrenmek için sabretmeniz gerekir, heyecanla aldığınız romanın sonunu öğrenmek için sabretmeniz gerekir, diktiğiniz ağacın gölgesinde oturmak için sabretmeniz gerekir, en sevdiğiniz dizide merak ettiklerinizi öğrenmek için sabretmeniz gerekir…
Olacak ya da gelecek bir şeyi telaş etmeden, inanarak, sakince beklemek sabrettiğinizin en önemli göstergesidir. İstediğiniz her neyse onu elde etmek ancak sabırla mümkündür. Başımıza gelen musibetlere sabretmek, çalışırken iş yerindeki sıkıntılara sabretmek, okula giderken derslere ve sınavlara sabretmek, size musallat olan, eziyet eden bir insana sabretmek ve hatta en sevdiklerinize dahi sabretmek sizi her daim ileriye taşır ve güçlendirir. Sabır, sizi iyileştiren acı bir ilaç misali; dert gibi görünse de çok büyük bir şifadır.
Sizi bırakıp giden sevgilinizi, gelir diye büyük bir sabırla bekleyerek gönlünüze asma kilit vururcasına başkasının gözlerine dahi bakmadan sessizce kalakalmak sabırın tek acı yönüdür.
Deli gibi severek evlendiğiniz insanın bir canavara ya da anlayışsız bir yaratığa dönüşmesi ve tekrar eskiye dönmesini sabırla ve çabayla uğraş vererek beklemek ve ufak bir eskiye dönüş sinyalini görmek mutluluktan öte mükemmel bir duygudur.
Sabır beklemek ve yerinde saymak değil, ileriyi görmektir. İşinizden memnun olmadığınız halde sabretmek, en basitinden maaş ile meyvesini gösterir. Daha sonra birikim yaparak mal sahibi olmanızı sağlar. Size zulmeden birine sabretmek onun layığını bulmasını sağlar ve adalet sağlanmış olur.
Sabır asla çile değil, büyük bir esenliktir. Acı gibi görünse de sabır, netice elde ettikçe tatlı bir meyveye dönüşür.Sabrettikçe zirveye yaklaşmak sabrı arttırır ve asla vazgeçmezsiniz. Sabır gül misali açılmaktır.
Ne demiş büyüklerimiz “Sabretmeyen maksudunu bulamaz.” Sabretmeden kazanabileceğiniz bir savaş yoktur, sabretmeden elde edebileceğiniz bir insan veya bir başarı yoktur, sabretmeden kurtulabileceğiniz bir derdiniz yoktur…
Sabretmek inandıklarınıza, davanıza, sevdiğiniz her şeye ve en önemlisi de kendinize olan saygınızı gösterir. Sabretmek vazgeçmeyen, mücadeleci ve karakterli bir insan olmanızı sağlar. Sabretmek fıtranızın gereğidir ve sabretmemek kendinize yaptığınız bir ihanetten öte çok büyük bir adiliktir.
Yaşadıklarınız ne kadar kötü olursa olsun, ne kadar çaresiz kalırsanız kalın sabretmeyi ihmal etmeyin sabretmeyi ve dua etmeyi..
Günü geldiğinde, herşey bittiğinde, herkes gittiğinde kısaca yolun sonuna gelindiğinde sabrettiklerinizin sonunda size altın tepside sunulduğunu görmek ve ” bu da geçti hamdolsun” demek dünyanın en güzel duygusu olsa gerek.
SABRET BELKİ BİR GÜNDE OLMAZ AMA, BİR GÜN MUTLAKA OLUR…