Samsunspor maçında yapılan top kayıplarının, bir türlü kurulamayan pas örgüsünün ve takımın geride konumlanmasının nedenlerine bakalım.
Bu durumun başında tek pas oynama isteği geliyor. Oyunculara bence direktif olarak verilen ve antrenmanlarda en çok üzerinde çalışan nokta; geriden topla çıkışlarda ve hücumda, bir oyuncu topa mümkünse bir kez dokunmalı, en iyi ihtimalle iki kez dokunmalı ve tercihi hatlar arasına, koşu gösteren oyuncuya doğru orta/uzun mesafeli pas olmalı.
Her oyuncudan beklenen şey, hızlı pas tercihi ve pas tercihinden sonra hücuma doğru koşuya devam etmek. Bu sebepten ötürü, özellikle orta saha elemanlarından topu alıp, kısa paslarla takımı set oyununa oturtması istenmiyor.
Bunu daha ikinci bölgede topu alan Fred, Szymanski’nin hızlı tek top oynamasından görebiliyoruz. Bu düşünceyi destekleyen veri; ligin başından bu yana 45 saniye üstünde topa sahip olunan sekansların sayısının 5 olmasından görüyoruz.
Tek top oyna ve koşuya devam et, pas alabilmek için hatlar arasına koşu göster, aldığın topları hızlı ve tek pasla hat ve blok arasına oyna, savunma arkasına sarkmak için geniş alanda hızlı ol, koşu gösteren oyuncuyu gördüğünde kilit pas dene.
Kilit pas dene direktifine destekleyici bir veri sunalım. Sezon başından bu yana kilit pas sayısı 16 ile en yüksek takım Fenerbahçe, ikinci Galatasaray’ın sayısı 11.
Şimdi bu tercih sonucunda ortaya takımın defoları çıkmaya başlıyor.
Bu direktifleri oyunculara verdiğin zaman; Dzeko, Tadic, Kostic gibi oyuncuların üst düzey tek top oynama, kilit pas atma, duvar olma başarıları var ancak topsuz koşularda, boş alanlarda atletik düzeyleri eksik kalıyor.
Mert, Jayden gibi koşu atabilen bek oyuncularının ise tek top oynama başarıları ve pas örgüsünü devam ettirmeye yönelik başarıları çok düşük kalıyor.
Fred ve Szymanski merkez oyuncuları hem atletizm hem tek pas oynama noktasında yeterli veriyi bize sunuyor. Bu oyuncuların orta sahada sürekli tercihinin sebeplerinden bir bence bu detay.
Oynanmak istenen bu oyunun ve pas örgüsünün başarıya ulaşması için;
Takımdaki tüm isimlerin pas yetkinliğinin ve atletizm düzeyinin belirli limitlerin üzerinde olması gerekiyor bence. Bununla birlikte çok fazla tekrar antrenmanı, birlikte oynama alışkanlığı olmalı. Bu konuda Mourinho yeterince birlikte antrenman yapamadıklarından dolayı sene başından bu yana şikayet ediyor zaten.
Mevcut Fenerbahçe takımında oyuncuların birbiri ile oynama alışkanlığı oldukça yüksek geçen seneden bu yana bence, ancak pas yetkinliği olan isimlerin atletizmi yok, atletizmi olan isimlerin pas yetkinliği düşük.
Bu durumda bazı sekanslarda sahada Szymanski’nin ara pasına açık alanda hareketlenen Dzeko/Tadic görüyoruz. Dzeko-Davinson Sanchez ile açık alanda kalıyor örneğin.
Veya atletizmi ile aralara koşu göstermesi gereken Mert ve Jayden’in kilit pas atmaya çalıştığını görüyoruz.
Veya Mert ve Jayden’in, atletizm sayesinde pozisyon takibinde ve doğru koşular sonucunda pozisyona girip, karşı karşıya kaldıkları anlarda da bitiricilikleri eksik kalıyor. Mesela; Galatasaray maçı Jayden, Samsun maçı Mert karşı karşıya atsa belki de iki maçta kazanılacak.
Bunun sonucunda ne oluyor? Çok yüksek sayılarda top kaybı, top kaybı sonrası alanı daraltamadığı için geriye koşmak zorunda olan savunma ve orta saha hattı, top kazanılsa dahi topa basıp pas örgüsü kurmak yerine tekrar orta/uzun mesafeli pas tercihi ve tekrar top kaybı.
Bu durumu destekleyen verilere baktığımızda Fenerbahçe 373 başarılı pas sayısı ile ligte 11. sırada. Topla oynama süresi ortalama 27 dakika ile ligte 9.sırada.
Peki ne olacak veya olmalı?
Ya Mourinho, bugüne kadar kullandığı tüm fikirleri bir kenara bırakıp çoğunlukla ligin büyük takımlarının şampiyon olmasını sağlayan set hücumu ve kısa paslarla rakip sahaya yerleşim tercihini hayata geçirecek. Top kaybı sayısını minimuma düşürüp, savunmanın önde konumlanmasını isteyecek. Ki bence bu imkansız.
Ya da oyuncuların bu oyuna alışmaları ve istenen direktifleri gerçekleştirecek seviyeye gelmeleri için yeterli olan antrenman sayısına takımın ulaşması ve bu oyundaki takım uyumunun artması beklenecek.
İkinci ihtimal daha çok ağır basıyor. Ancak bu seviyeye çıkılana kadar geçen sürede yaşanabilecek olası puan kayıpları ile lig maratonu erenden Fenerbahçe için sona erebilir.